MHP Turhal İlçe Başkanı Veyis Zorlukuş, 2012nin Türkiyesinde korku ve baskılarla toplumun sindirilip, tepkisiz bir hal aldığı, halkın psikolojisinin bozulduğu, kurumların üniversitelerin yandaş ve cemaatların etkisine sokulduğunu söyledi.
Zorlukuş, hem 2013 yılını hem de Mekkenin Fethinin 1383 yılını kutladı. Zorlukuş, İçte ve dışta bir yığın sorunlarla devir aldığımız 2012 yılını, daha da ağırlaşan sorunlarla tamamlamış bulunmaktayız. Öncelikle yeni 2013 yılının ve aynı gün idrak ettiğimiz Mekkenin fethinin 1383 yılının Turhallı hemşehrilerimize, ülkemize, Türk ve İslam dünyasına hayırlara vesile olmasın Cenabı Haktan diliyorum dedi.
AKP iktidarı ile her geçen gün sorunların artarak derinleştiğini belirten Zorlukuş, Yaklaşık on yıldır halkın yüzde elli oyunu almış, tek başına AKP iktidarı ile yönetilmekteyiz. Bütün ekonomik ve siyasi gücü elinde, hiç bir bahanesi olmayan bu iktidar döneminde insanların daha mutlu, güler yüzlü, yarınlarından emin olması gerekirken, aksine her geçen gün sorunların artarak derinleştirdiği, iç ve dış güvenliği tehlikede, yarınlarından eminsiz, hemen hemen her gün intihar, kadın, töre cinayetleri, aile içi şiddet, evden kaçan çocuklar, tecavüz haberlerine sık sık yaşandığı bir yılı geride bırakıyoruz diye konuştu.
Sayın Başbakanımızın ve bakanların, yandaş yazar ve çizerlerin ekonomimiz çok iyiye gidiyor, dünyanın en hızlı büyüyen beşinci ülkeyiz, artık İMF ye borç veriyoruz gibi sözlerine karşı işçi, memur, emekli geçim zorluğu içinde dedi.
Zorlukuş, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
Tatlı yalanları bırakın gerçekleri konuşalım
Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylü çiftçi girdilerinin pahalı olması nedeniyle ektiğinin karşılığını alamadığı, bir kg samanın bir lirayı geçtiği ve bu nedenle köylünün küçük çiftçinin tarımdan uzaklaştığı bir gerçektir. İyiye giden bir ekonomide insanların borçlarının azalması gerekirken, tüketici kredilerinde, kredi kart harcamalarında halkımız bankalara cumhuriyet döneminin en büyük borçlanmasını yapmıştır. Herkesin cebindeki kredi kartı sayısı her geçen gün artmaktadır. Aynı şekilde özel sektörün de borç stoku en yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bütçe açığı tarihinin en yüksek seviyelerinde olup, iktidar bütçe açığını kapatmak için 2013 yılı bütçesine 25 milyar lira ceza öngörmüştür.
-Özelleştirmeden katmerli zam yiyoruz-
Özelleştirme adına Cumhuriyetimizin seksen dokuz yıllık ekonomik değerleri yabancılara, yandaşlara yok pahasına, üç beş yıllık kar karşılığında bir bir elden çıkartılmış, sermayeyi elde tutan bankalarda, borsada, sigorta şirketlerinde yabancı payları yüzde ellilerin üzerine çıkararak ekonomik bağımsızlığımızda tehlikeye sokulmuştur. Özelleşen kurumlar, karlarını artırmak için sunduğu hizmetleri halka çeşitli hizmetler altında katmerli zam olarak sunmaktadırlar.
-Dış politika-
Dış politikamız ise tamamen içler acısıdır. Komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkıp, sorunsuz bir komşumuz dahi kalmamıştır. AB girdik diye gündüz havai fişek atarak günlerce kutlama yapanlar, bugün AB kapısında beklemeye, Kıbrısta çözümsüzlük çözüm değil deyip Annan planını destekleyenler bugün Kıbrısta çözümsüzlüğe rıza göstermektedirler. Irakın bütünlüğünü savunup, Kuzey Irakta peşmerge Barzaniyi muhatap alıp onlarla petrol anlaşması yapan iktidarın bir bakanının uçağının Irak topraklarına inmesine dahi izin verilmemesi dış politikamızın hazin sonudur. Büyük Ortadoğu projesi adına Arap baharı diye Libya, Mısır, Suriyede kardeş kanı dökülmesine destek verilmesi, isyancılara destek verilerek onların iç işlerine karışılması, İrana karşı füze savunma sistemlerinin ülkemize kurulması Amerika, İsrail ve batının çıkarlarında hizmetten başka bir şey değildir. Bugün İsrail yayılmasına karşı Orta doğuda en güçlüdu Suriyedusudur. Suriyenin düşmesi, bölünmesi İranın yalnız kalmasıdır. İranın yalnız kalması veya ayni akıbete uğraması Filistinli Müslümanların tamamen İsrailin insaflarına terk edilmesidir.
-PKK için yanlış adımlar atıldı-
2002 yılında sıfır terörle iktidara gelen AKP, PKK yı sonlandırmak için Kürt sorununun varlığını kabül etmiş, açılımlarla bu sorunu çözeceğini iddia etmiştir. Ancak verilen tavizler, açılımlar bırak sorun çözmeyi, içinden çıkılamayacak bir duruma getirmiştir. Sonuçta Oslo görüşmeleriyle terörle mücadele yerine müzakere seçilmiş, İmrali canisi Apo sorun çözücü hale gelmiştir. Bugün o bölgemizde PKK ve yandaşları ayaklanma provaları yapmakta, devletimize adeta meydan okumaktadırlar. PKK artık üniversitelerde de örgütlenerek terör hareketlerini buralarda yaymayı amaçlamaktadır. Yandaş basın ve medyada bu olayları sol sağ veya ülkücü kürt öğrencilerin çatışması şeklinde vererek kamu oyunu yanlış yönlendirerek gelecek tehlikeyi örtbas etme gayreti içerindedir. Şu tehli-kegöz ardı edilmemelidir. PKK iç ve dış destekçileri ile Arap baharından sonra kürt baharı provalarını yapmaktadırlar. Devletimize açıktan tehdit ve meydan okunmaktadır. Üzülerek ifade edelim ki 2012 yılında da dış politika ve pkk ile mücadelede bu ülke üzerinde operasyon yapmak isteyen ülkeler lehine sevindirici gelişmeler olmuş, milli birlik ve bütünlüğümüz açısından tehlikeli bir süreç yaşanmıştır.
-2012nin Türkiyesi-
İşte 2012nin Türkiyesi. Korku ve baskılarla toplum sindirilmiş, tepkisiz bir hal almış, halkın psikolojisi bozulmuş, kurumlar, üniversiteler yandaş ve cemaatların etkisine sokulmuş, işe alımlarda, tayinlerde, atama ve yükselmelerde başarı, liyakat yerine yandaşlık esas alınmış bir Türkiye. Ne mutlu Türküm gibi milli birlik ve bütünlülüğü çağrıştıran söz ve vecizelerin tartışıldığı bir Türkiye.